28 Temmuz 2014 Pazartesi

American Horror Story: Coven (Pagan Açısından İnceleme)



Evet, şu aralar çok popüler bir dizi olan American Horror Story'nin yanılmıyorsam üçüncü sezonu olan Coven'ı ben de normalde çok dizi izlemesemde kız arkadaşımın da ısrarları ile izledim ve dizi cadıları konu aldığından dolayı sizler için dizi hakkında ufak bir inceleme yapmak istedim. Umarım ilginizi çeker ve hiçbir spoiler vermeden yazıyı bitirebilirim!

Öncelikle dizinin adından başlamak lazım incelemeye. Amerikan Korku Hikayesi: Kovan. Her ne kadar benim izlediğim internet sitesinde alt yazılarda "coven" kelimesi "cadılar meclisi" olarak çevrilmiş olsa da ben kovan kelimesini kullanmayı daha uygun buluyorum. Çünkü Vikalar yani Pagan inancında cadıların devamı olarak görülen grup bu kelimeyi coven kelimesinin Türkçe karşılığı olarak çoktan kabul etmiş durumda ama tabii ki çevirmene kızamayız. Bu muhtemelen çok yabancı olduğu bir konuydu ve internetten ufak bir araştırma yapıp kovanın cadılardan oluşan bir meclis olduğunu düşündü. Sağlık olsun deyip geçiyorum.

Öncelikle dizide her cadının doğuştan telepati, telekinezi gibi yeteneklere sahip olduğu gösteriliyor. Bu tabi ki kurgusal bir şey. Cadıların yani Vikaların özel güçleri yoktur. Onlar sadece insandır. Hazır güçten bahsetmişken dizide "Supreme" diye bahsedilen altyazılarda "Yüce" diye çevrilen kişiden bahsetmek lazım. Dizide yüce unvanına sahip kişi kovanda bulunan en yetenekli ve güçlü cadı oluyor. Gerçekte sanırım yüce kavramının yerini Başrahibe doldurabilir. Başrahibeler kovanın kurucusu veya kovandaki üyeler tarafından seçilmiş kişiler olabilirler. Vika kovanlarında en bilge ve en yaşlı kadın genelde başrahibe unvanını alır fakat bu unvan ona Jedi güçleri vermez. Aksine sırtına kovanın geleceğini düşünmek gibi bir sorumluluk yükler.

Gözüme çarpan şey ise dizide hiç erkek cadı olmamasıydı. Sadece bir bölümde yaşlı bir erkek cadı çıkıyor o kadar. Bu aslında çok yaygın bilinen bir yanlışı gözler önüne seriyor. Evet, bu yanlış cadı kelimesinin feminen olduğu yanılgısı. Erkek ve kadın cadılar olabilir. Bu yanılgının sebebi zannediyorum orta çağda yakılan cadıların çoğunluğunun kadın olması. Yalnız şunu göz önünde bulundurmak gerekir ki kadınların ağırlıklı olarak yakılmasının sebebi Paganizmin değerlerine yapılan bir saldırıdır. Kadınlar Tanrıçaların yeryüzündeki yansımasıdır ve Paganizm anaerkil bir dindir. Kısacası kadınların çoğunlukla yakılmasının sebebi budur. Şunu da belirtmek gerekir ki dizide kovanın yöneticisi sadece yüce yani başrahibe unvanına sahip olan Fiona isimli hanımefendiydi. Normal Vika kovanlarında kadın ve erkek sayısı mümkün olduğunca dengede tutulmaya çalışıldığı gibi Boynuzlu Tanrı'yı temsil etmesi amacı ile bir de başrahip seçilmektedir. Ritüellerde başrahibe Tanrıçayı ve başrahip ise Boynuzlu Tanrı'yı temsil edecektir. Bu tabii ki ritüellerde onlara tapıldığı anlamına gelmiyor. Önder olan kişiler kovandaki diğer üyelere yol göstermek, onlara öğretmek ve onları eğitmek gibi bazı misyonları üstlenirler. Olay bundan ibarettir.

Bir diğer dikkatimi çeken olay ise dizide, kovandaki cadıların birbirlerini neredeyse öldürecek duruma gelmesi ve hepsinin kovanın yöneticisi olmak istemesi. Gerçek Vika kovanlarına alınan kişiler kabul töreninde kovana bağlılıklarına dair yemin ederler ve Vika kovanındaki herkes birbirini korumakla yükümlüdür. Üyeler arasında sonsuz güven esas alınır, kovanlarda genellikle 3 seviye vardır, problem çıkartan kovanın selameti için kovandan atılabilir. Yalnız şuna dikkat etmek gerekir ki bu aforoz etmek gibi bir eylem değildir. Olay sadece kişinin o gruptan uzaklaştırılmasıdır. Uzaklaştırılan kişi başka bir kovana üye olabilir yahut yalnız olarak yoluna devam edebilir.

Son olarak dikkatimi çeken saçmalık ise cadılardan birisinin (sanırım Madison) İsa'yı anması ve ona inandığını ima etmesi oldu. Cadılar İsa'ya veya onun dini olan Hristiyanlığa inanmazlar. Cadılar Vika felsefesini benimsemiş Paganlardır.

Bu kadar kötüledikten sonra son söz olarak yakalanan güzel ayrıntıları belirtmem gerekecek sanırım. Bir sahnede Fiona yani başrahibe büyü yaparken Hekate'ye yakarıyor. Bu belkide benim Hekate'ye duyduğum sempatiden dolayı bana hoş geldi, emin değilim ama gerçek Vikalar'da Hekate'nin büyü tanrıçası olduğuna inanırlar ve büyü yaparken onun adını anarlar.

Diğer hoş ayrıntı ise cadıların hepsinin siyah giyinmesi oldu. Vika felsefesini taşıyan kişilerde gerçekten siyaha bir yönelim vardır ve bir diğer ufak ayrıntı ise sezonda 13 bölüm olması.

Bunlar dışında eğer sizlerin dikkatine takılan bir şey varsa duymaktan mutlu olurum. Umarım bu yazıdan zevk almışsınızdır. Biraz dizi incelemesi gibi oldu fakat moda olan ve bizi ilgilendiren bir şeyin dikkat çekeceğini umuyorum.